9 Nisan 2011 Cumartesi

PORTAKALLI KEREVİZ :)

Çok şükür bloglar açıldı. 3-5 kişi yüzünden hepsinin kapatılması niye, bunu da anlamış değilim. Geçen gün teyzemin kızı Nuray ile telefonda konuşuyorduk, portakallı kereviz hiç yapmamış, ben de tarifini verdim. Çooookkkkk nefis oluyor, bilmeyenlere şiddetle öneririm. Sevmiyenlere salatasını yapın derim. Çünkü ben birisine (o kendini bilir) 1 yıl boyunca kereviz salatasını kabak salatası diye yedirmiştim. :D PORTAKALLI KEREVİZ Hepsini çiğden yapıyorum. 1 kg. kereviz 3 portakal suyu 2 adet kuru soğan 1 patates 1 havuç 1 avuç bezelye Tuz, şeker Zeytinyağ Önce patates ve havuc küp doğranır. İçine bezelye ilave edilir. Soğanlar halka doğranıp tuzla iyice ovulur, karışıma ilave edilip hepsi bir güzel karıştırılır. Diğer tarafta kerevizler ayıklanır, limonlu suya atılır, yıkanır ve iri parçalar halinde doğranır. Diğer karışıma eklenir ve hepsi geniş bir kapta iyice karıştırılır. Bu karışım yayvan tencereye dökülür, üzerine kereviz yaprakları yayılır, şeker, portakal suyu ve zeytinyağı eklenir ve pişirilir. Ben hiç karıştırmadan yaparım. SALATASI ise; kerevizler çiğden rendelenir, içine yoğurt, mayonez, isteğe bağlı az turşu, dereotu, eklenip hepsi karıştırılır. Yemiyenlere kabak salatası diye yedirilir. :))) AFİYET OLSUN

22 Şubat 2011 Salı

ETKİLİ İLETİŞİM :)

Bu yazımda Beşiktaş Belediyesi'nin verdiği, benim de evvelki sene gittiğim değerli hocamız Süheyla Özgirgin'in derslere girdiği Etkili İletişim kursundan ve orada başlayan arkadaşlıklarımızdan bahsetmek istiyorum.Benim haberim olduğunda kurs yeni başlamıştı. Fulya arkadaşımın haber vermesiyle hocamızı aradım, sağ olsun beni kabul etti ve böylece kursa başlamış oldum.
Önce kendi kendime "benim ailemle, arkadaşlarımla, çevremle ilişkilerimde bir problemim yok, bu ne kursu acaba" dedim. Ama öyle değildi, bilmediğim ne kadar çok şey olduğunu, günlük hayatımda yaptığım hataları kursa başladıktan sonra anladım. Daha ilk derslerde olmamıza rağmen muhteşem bir hoca eşliğinde sanki seçilmiş de o gruba gönderilmiş gibi arkadaşlarımız, böyle sıcak bir ortam, kısa sürede birbirimizle kaynaşmamız ve olağanüstü güzel geçen derslerimiz. Birbirimize içimizi açtık, özel durumlarımızı bile anlatmaya başladık. Birlikte güldük, birlikte ağladık.
Derslerle ilgili ilk aklıma gelenler ben dili, değerlerimiz, etkin dinleme, kabul duygularımız, farkındalıklarımız, vs.vs. zaten böyle anlatmakla olmaz, orada olup yaşamak lazım :)
Arkadaşlar arasında ise ilk aklıma gelenler grubumuzun güzel şarkılar söyleyen yaramaz çocuğu Solmaz, kibar duruşlarıyla Nevval hanım, Tülin hanım ve Gülben hanım, güzellikleriyle Firdevs hanım ve Şebnem hanım, gençlerimiz Simge, Melek, Sema ve Fatma, sınıfımızın annesi ve organizatörü Lale, ve tabi ki de benim canım arkdaşım Fulya.
Genelde kurs bitince bir daha görüşme olmaz, ya da çok az katılım olur. Ama bizim üçüncü yıla girmesine rağmen, belirli aralıklarla buluşarak, o günlerde başlayan beraberliğimiz dostluğa dönüşerek sadece mutlu günlerde değil, üzüntülü günlerde de bir araya gelerek devam ediyor.
Bir de kursumuzun son gününde hocamızın yaptırdığı sevgi bombardımanından bahsetmek istiyorum. Herkes sırayla ortaya çıkıyor ve bütün sınıf ortaya çıkan arkadaşımız hakkında düşüncelerini söylüyordu. İlk önce ben çıkmıştım, arkadaşlarımın güzel sözleri beni o kadar çok mutlu etmişti ki anlatamam. Böyle bir güzellik olamazdı. Keşke o anda bir kamera olsaydı da kayıt yapsaydık diyorum.
Ve o gün kursumuzum son günü olması mutluluk ve üzüntüyü birbirine karıştırmıştı.
Bizlere bu güzel ortamı yaşattığı için ben ve arkadaşlarım adına Süheyla hocama çok teşekkür ediyorum. Ayrıca herkesin bu kursa mutlaka gitmeleri gerektiğini düşünüyorum.
Aaaaaaa ders aralarındaki ziyafetlerimizden bahsetmeyi unuttum. Sırayla her hafta birimiz ev yapımı yaptıklarımızdan getiriyor ve afiyetle yiyorduk.
Ne yazık ki bitti. :(
Belki seneye Etkili İletişim 2 açılır, belli mi olur.
Herkese kucak dolusu sevgiler. :)

4 Şubat 2011 Cuma

DEFNE JOY FOSTER

Haberi ilk duyduğumda ayaktaydım ve öylece kalakaldım. İnanamadım, şaka falan herhalde dedim. Ama bütün kanallar aynı haberi verince tüylerim diken diken oldu ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
Gencecik, cıvıl cıvıl, hareketli, canlı, yerinde duramayan hiperaktif, konuşkan, zeki, esprili, bir de üstelik 1,5 yaşında bir çocuk annesi.
Bu kadar genç bir yaşta hayata veda etmesi inanılır gibi değil.
Çok üzgünüm, hem Defne için, hem kocası için, hem annesi için ve en önemlisi de annesiz büyüyecek bir çocuk için.
Allah Rahmet eylesin, Allah ailesine, yakınlarına sabırlar versin.


22 Ocak 2011 Cumartesi

OTİZM

Ben bu kelimeyle ilk defa Dustin Hoffman ve Tom Cruise'un çevirdiği Yağmur Adam (The Rain Man) filmiyle tanıştım. Bu muhteşem filmden ilk hatırladıklarım Dustin Hoffman'ın kibrit çöplerini anında sayması, oyun kağıtlarını hafızasına alma yeteneği, yatağını camın önünde istemesi, bazı alışkanlıkları, takıntıları vs... Ve ben otizmin ne olduğunu bu filmi izledikten sonra öğrendim.

Şimdi ise geçen hafta NTV'de yayınlanan otizmli çocuklar yararına NTV ile Tohum Otizm Vakfı'nın birlikte hazırladığı, bazı sanatçıların da destek verdiği, profesörlerin katıldığı "Biri Bana Anlatsın" programından bahsetmek istiyorum. Amaç otizmli çocuklar için SMS yolu ile bağış toplamak ve bunun yanı sıra otizm hakkında bilgi vermekti.

Programda önce otizmli Dr.Temple Grandin'in hayat hikayesini anlatan 7 Emmy ödüllü "Temple Grandin" filmi gösterildi. Bu filmi herkesin seyretmesini tavsiye ediyorum.

Daha sonra otizmli çocukların erken fark edilmesi, tanı konulması, çocuklar için yapılması gerekenler, ailelerin çocuklarına davranış şekli ve nasıl sabırlı olmaları gerektiği konuları detaylı olarak anlatıldı.

Otizmli çocuklara sahip olan aileler yaşadıkları sorunlarını, sıkıntılarını, dışlanmalarını anlattı. Sadece aileler değil Prof. Yankı Yazgan bile otizmli çocukların ailelerinin nasıl zorluk çektiğini, nasıl zor dayandığını söyledi. İstanbul dışından gelen okul talepleri çok fazlaydı.

Böyle güzel bir programdan alınması gereken ders ise herkesin sağlıklı çocukları olmayabilir. Sadece çocuklarımız değil bizlerin de her an herşey başımıza gelebilir. Sağlıklıyken birden herşey değişebilir ve bir anda engelli olabiliriz. Onun için böyle bir durumla karşılaştığımız zaman kendimizi onların yerine koymalı, onlara hoşgörülü davranmalı elimizden gelen yardımı ve şevkati onlara göstermeliyiz.

Tv kanallarında konunun uzmanları profesörler ve konuya destek veren sanatçılar ile birlikte böyle güzel ve anlamlı programlar izlemek, duyarlı insanların yardımseverliğine şahit olmak bana olduğu gibi birçok insana huzur ve mutluluk vermiştir eminim. :)

1 Ocak 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR :)

Acısıyla tatlısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle bir yılı daha geride bıraktık. Ama en önemli şey bence insanın yıllarını sevdikleriyle sağlıklı, huzurlu, mutlu bir şekilde geçirmesi.
Her yıl başı geldiğinde hazırlıklar, kutlamalar, hediyeler, sevgi mesajları, telefonlar vs. vs. vs. olur ama biz bu koşuşturmalar içinde yılların bir su gibi aktığının farkında bile olmayız. Aynı zamanda bir yaş daha yaşlandığımızı da hiç düşünmeyiz. Şimdi bana yaşımı soranlara kaç yaşımda olduğumu söylüyorum veya 35 diyorum, ama doğru yaşımı söylerken ben bile şaşırıyorum. "nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım" demiyorum ama ne kadar çabuk geçtiğini o zaman anlıyorum.
Rahmetli babam ben doğduğum yıldan itibaren her doğum günümde sadece portre resmimi
çektirirdi. Biraz büyüdüğümde "sen 15 yaşına girince senin boy resmini çektireceğim" demişti. Ama ben bir türlü 15 yaşıma gelememiştim, o yıllarda zaman geçmiyordu sanki. Sonra canım babacım ben 15 yaşıma geldiğimde benim boy resmimi çektirmişti, benden mutlusu yoktu. Şimdi bakıyorum da 15 yaşım 3'e katlanmış da, üstüne eklenmiş de, yaaaa işte böyle :)
Bence bu yazı yeni yıl yazısından daha çok doğum günü yazısı gibi mi oldu ne? Anlayamadım :) Ama birbiriyle bağlantılı olduğu kesin. Bence her yaşın ayrı güzelliği var, önemli olan sağlıklı olmak, sağlıklı yaşlanmak.

Gelelim yeni yıl mesajına;
Öncelikle sağlık, huzur, neşe, bereket, mutluluk, başarı diliyorum herkese. Daha sonra herkesin gönlünde ne varsa onun çabucak gerçekleşmesini diliyorum. Yeni evlenecek olanlar, bebek bekleyenler, asker yolu gözleyenler, teskere bekleyenler, istediği liseye veya üniversiteye girmek isteyenler gibi, aklınızda ne beklenti varsa anılara dönüşsün, yüzünüzden gülümseme hiç eksik olmasın, ailenizle, arkadaşlarınızla, dostlarınızla birlikte...
Bir de kar yağsaydı ne güzel olurdu... :)